Loading
Blog

Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) ve Yönetmelik Düzenlemeleri

Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) uygulamasının ulusal mevzuatlara yansıtılmasına yönelik çalışmalar, son yirmi yıldır dünya genelinde artan bir şekilde dile getirilmektedir. Faaliyetlerin planlanması ve hayata geçirilmesinde temel aşamaların; politika, planlama, programlama ve projelendirme olduğu düşünüldüğünde, yalnızca projelendirme aşamasında gerçekleştirilen Çevresel Etki Değerlendirmesi’nin (ÇED), çevre sorunları ile etkin mücadelede yetersiz kaldığı bir gerçektir.

Bu nedenle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından SÇD uygulamasına ilişkin gereklilikler doğrultusunda Stratejik Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği (“Yönetmelik”), 8 Nisan 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmış ve kısmen yürürlüğe girmiştir.

SÇD’nin Tanımı ve Yönetmelik Kapsamı

Yönetmelikte, SÇD; Yönetmelik kapsamındaki sektörler için kamu kurum veya kuruluşlarınca hazırlanacak ve onaya ya da kabule tabi plan/programların, planlama/programlama sürecinin başlangıcından itibaren çevresel değerlerin entegre edilmesini sağlamak üzere yürütülen çalışmalar olarak tanımlanmıştır. Bu süreç, plan/programın olası olumsuz çevresel etkilerini en aza indirmeyi, olumlu etkilerini ise en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan ve katılımcı bir yaklaşımla sürdürülen yazılı bir raporu içermektedir.

Yönetmelik kapsamındaki plan ve programlar; atık yönetimi, balıkçılık, enerji, kıyı yönetimi, mekânsal planlama, ormancılık, sanayi, su yönetimi, tarım, telekomünikasyon, turizm ve ulaştırma sektörlerine ilişkin olarak hazırlanan plan ve programlar ile bunlarda yapılacak önemli değişiklik veya revizyonları içermektedir.

Bu plan ve programların SÇD’ye tabi olup olmadığına, belirlenen kriterler doğrultusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar verecektir. Ancak, Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce onaylanmış ya da yürürlüğe girmiş plan/programlara Yönetmelik hükümleri uygulanmayacaktır.

Yönetmeliğin Yürürlük Tarihleri

Yönetmelik hükümleri farklı sektörler için kademeli olarak yürürlüğe girmiştir:

  • Kıyı yönetimi, mekânsal planlama, su yönetimi, tarım ve turizm sektörleri için yayım tarihi itibarıyla,
  • Balıkçılık ve ormancılık sektörleri için 1 Ocak 2020,
  • Atık yönetimi, enerji, sanayi, telekomünikasyon ve ulaştırma sektörleri için 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır.

Sektörlere ilişkin plan/programlarda yapılacak revizyonlar, ilgili sektörün uygulanmaya başladığı tarihten itibaren; değişiklikler ise 1 Ocak 2023’ten itibaren geçerli olacaktır.

SÇD ve ÇED Arasındaki Farklılıklar

SÇD ile ÇED arasında bazı temel farklılıklar bulunmaktadır:

  • Kapsam ve Ölçek: SÇD, ÇED’e göre daha geniş bir ölçek ve kapsam sunar. ÇED, sürecin son aşamasında değerlendirme yapılmasına olanak tanırken, SÇD planlama ve programlama sürecinin ilk aşamalarından itibaren uygulanabilir.
  • Alternatiflerin Çeşitliliği: SÇD sürecinde değerlendirilen alternatifler ÇED’e göre daha fazladır.
  • Etki Alanı: SÇD’de dikkate alınan etkiler, ÇED’e kıyasla daha geniş bir yayılım gösterir.
  • Sorumluluklar: ÇED uygulamasında değerlendirme yükümlülüğü projeyi gerçekleştirmeyi planlayan kişilere aittir. Ancak SÇD raporunun hazırlanması ve onaylanması kamu kurum/kuruluşlarının sorumluluğundadır.
  • Ayrıntı Seviyesi: SÇD’nin detay düzeyi, ÇED’e göre daha düşük olabilmektedir.

Her ne kadar SÇD ve ÇED farklı prosedürler sunsa da, birbirini tamamlayan süreçler olduğu unutulmamalıdır.

Sonuç ve Hedefler

Stratejik Çevresel Değerlendirme, politika, planlama, programlama ve projelendirme aşamalarının başlangıcından itibaren uygulanarak maksimum çevre koruması sağlamayı hedeflemektedir. Bu süreç, çevreyle birlikte sosyal ve ekonomik faktörlerin de dikkate alındığı, geniş çaplı bir analiz imkânı sunmaktadır. Uzun vadeli hedefler doğrultusunda, gelecek kuşakların refahını da gözeten SÇD uygulamaları, çevre koruma politikalarında önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır.